Melleha Göleti arazisinin tapu sahipleri Cilli Ailesi, son günlerde yaşanan bilgi kirliliğine tepki gösterdiler. Ailesi adına konuşan Dr. Kansu Cilli, gölet alanı için yıllarca hafriyat atıkları, talancı tarım ve kaçak yapılaşmalar gibi olumsuz durumlarla mücadele ettiklerini, etmeye de devam edeceklerini söyledi.
“KAYMAKAMLIKTA İHBAR TUTANAKLARIMIZ MEVCUT”
Melleha Göleti’nin yıllarca güzel kalması için büyük özveri ve çaba gösterdiklerini dile getiren Cilli, “Melleha (Tuzla Göleti) sahası, özellikle çok fazla kuş türünün göç yolları üzerinde bulunması nedeniyle, yılın büyük bir bölümünde adeta bir kuş cenneti haline geliyor. Bu alanın özel ve doğal dokusunun bozulmadan günümüze kadar korunarak getirilebilmesi için çok büyük gayretler sarf ettik. Yıllar boyunca, hafriyat ve çöp kamyonlarının döktükleri moloz ve çöplere, sahada yapılan betonarme kaçak yapılaşmalara ve talancı tarım faaliyetlerine karşı, birçok girişimimiz olmuş, hatta savcılık ve Samandağ Kaymakamlığı aracılığıyla tutanaklar düzenlenmiş ve dönemin belediyelerine bu talanlarla ilgili ihbarlar yapılmıştır” dedi.
“BİRÇOK PROJE VE FİKİRLE ALANIN GELİŞMESİNİ İSTEDİK”
Alandaki tahribatı engellemek için tek başına savaş verdiklerini ifade eden Kansu Cilli, yapılan proje çalışmaları hakkında da bilgiler verdi. Cilli, “Bir yandan tek başımıza tüm bu sorunlara karşı savaş verirken, diğer yandan bu alanın sürekli korunabilmesini sağlamak adına fikirler ve projeler ürettik. Bu bağlamda 2011 yılında, profesyonel bir proje teknik ekibiyle birlikte, odak merkezi güzide Melleha sahasının bize ait kısmı olmak üzere, tüm Samandağ Sahilini içeren bir Avam ‘Master Life Proje’ çalışması başlattık. Bu projede öncelik, doğal yaşam alanlarının korunması, düzenlenmesi, temizlenmesi ve geliştirilmesine verilmiştir. Ayrıca yalnız Türkiye’nin değil, tüm Dünyanın ilgisini çekecek ve Turizme büyük katkı sağlayacağına inandığımız bu proje ile başta bölgesel olmak üzere geniş kitlelere iş ve istihdam imkanları sağlamayı da hedefledik. Çalışmalarımızı olgunlaştırmaya başladığımız 2013 yılında, projenin ayrıntılarını dönemin yerel yönetimleriyle paylaşmaya başladık. Aynı yıl, dönemin Hatay Valisi Sayın Celalettin Lekesiz Bey’e de projeyi anlattık. Vali Bey’in organize ettiği ve on sekiz daire amirinin katılımıyla Hatay Valiliği Konferans ve Toplantı salonunda gerçekleşen toplantıda, İstanbul’dan gelen Proje Teknik ekibimiz tarafından ayrıntılı bir sunum yapıldı. Sunumun sonunda, başta Sayın Valimiz olmak üzere tüm katılımcılar, bu Doğal Yaşam Projesinin gerçekleşmesi halinde tüm Çukurova Bölgesini hatta Türkiye’yi kalkındıracağı fikrinde birleştiler. Proje kapsamında, yeşilbaş kaplumbağaların üreme ve rehabiitasyonu ile ilgili merkezler, göçmen kuşlarının hareketlerinin gözlemlenebileceği tam donanımlı gözlem ve konaklama evleri, ayrıca dünya çapında belgesel kanallarının gelip gözlem ve yayın yapabileceği alanlar düşünüldüğü gibi, yaz mevsiminde kuruma noktasına gelen sulak alanın yaz-kış canlı kalabilmesini sağlamak için bu alanı besleyecek su kaynakları projeleri üretildi. Neredeyse kuşaklardır ailemizin olan bu ata mirasını, bundan sonra da korumak ve Samandağ’ın hak edeceği bir projeyle ilçemiz ve ülkemiz turizmine kazandırmak en büyük idealimizdir” diye konuştu.
“TAHRİBATI ENGELLEYEMEYİNCE HENDEKLE ÖNLEM ALMAYA ÇALIŞTIK”
Gölet alanında son zamanlarda giderek artan tahribat sonrası alanda önlem alma girişiminde bulunduklarını aktaran Kansu Cilli, ilk olarak kazık çakıldığını, çözüm olmayınca da hendek açtıklarını söyledi. Bilgi sahibi insanlar tarafından hendek açılmasının olumsuzlukla sonuçlanabileceğini öğrenince de hendekleri geri kapattıklarına vurgu yapan Cilli, “Bütün bu yaşananların yanında, son zamanlarda sahanın tekrar moloz tahribatına ve işgalci tarımsal talana maruz kaldığını gördüğümüz için, büyük kısmının tapulu arazimiz olması nedeniyle, burayı korumak adına harekete geçmeyi gerekli gördük. Öncelikle, alanın tapumuzda olan kısmının sınırlarını resmi olarak belirleyip etrafına demir kazıklar yerleştirdik. Fakat demir kazıkların bir kısmının tarım işgalcileri tarafından kaldırılıp atıldığını gördük. Bunun üzerine, tamamen alanı koruma refleksiyle, arazinin önündeki sınırına, deniz tarafındaki yola ve araziye paralel olacak şekilde ve sulak alana bir hayli uzak mesafeden, 80 santimetre eninde ve 1 metre derinliğinde bir hendek açılmasını ve böylece yol cephesinden araziye araç giriş-çıkışının engellenmesini kararlaştırdık. Bu esnada kuş gözlem uzmanı Emin Yoğurtçuoğlu’nun uyarıları üzerine, görüştüğümüzde, bu hendeklerin sulak arazinin suyunun çekilmesine neden olabileceği konusunda endişeleri olduğunu öğrendik ve derhal çalışmayı durdurduk” ifadelerinde bulundu.
“BURASI ATA MİRASIDIR EN GÜZEL ŞEKİLDE KORUNACAKTIR”
Melleha’nın ata mirası olduğunu ve her zamanda korunacağını sözlerine ekleyen Cilli, “Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bizim hiçbir surette araziye bir zarar vermek gibi bir düşüncemiz ne geçmişte ne de şimdi asla olmamıştır, bundan sonra da asla olamaz. Samandağ ilçesinde, tepeden tırnağa bütün maliyetleri karşılanmak suretiyle iki adet okul yaparak devletimize hibe etmiş, ayrıca Mustafa Kemal Üniversitesi kurulurken, kurucu olarak en büyük bağışı yapmış Cilli Ailesi olarak, bu tür yanlış ve kirli bilgi akışına karşı bu açıklamayı kamuoyuyla paylaşmak zorunluluğu hissettik. Bu süreçte sağduyulu davranan, bizi arayıp bizlerden bilgi alan tüm yönetici, yetkili ve uzmanlara, Melleha’ya gerçekten değer veren değerli kamuoyuna teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
News
