Atalay, “Resmî Gazete kararıyla 307 hektarlık alanın ‘riskli’ ilan edilmesi, bu kadim mahalleyi belirsiz bir geleceğe mahkûm etti” ifadelerini kullandı.

“Belirsizlik içinde bir mahalle”

Depremin ardından alınan kararların, mahalle sakinlerini derin bir kaygıya sürüklediğini belirten Atalay, “Hukuki süreç devam ederken Affan halkı belirsizlik içinde geleceğini düşünüyor” dedi. Mahallenin konumuna dikkat çeken Atalay, afet riskinin ötesinde başka hesapların devreye girdiği yönündeki endişelere vurgu yaptı:

Antakya'da İnşaat Alanında Dehşet: Vinç Kırıldı 2 İşçi Yaralı!
Antakya'da İnşaat Alanında Dehşet: Vinç Kırıldı 2 İşçi Yaralı!
İçeriği Görüntüle

“Affan Mahallesi, Antakya’nın tam kalbinde yer alıyor. Bu konumu nedeniyle alınan kararların ardında, afet riskinin ötesinde başka hesapların olduğu yönündeki kaygılar her geçen gün artıyor.”

“Kültürel miras rant projelerine kurban edilmesin”

Atalay, çok kültürlü yapısıyla Hatay’ın birlikte yaşama mirasını temsil eden mahallenin, “rant ve talan projelerine” kurban edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti:

“Taş evlerin gölgesinde büyüyen dostluklar, dar sokaklarda yankılanan selamlar ve bir arada yaşama kültürüyle bu toprakların belleğine kazınan Affan, artık soğuk bürokratik bir tanımlamayla ‘riskli alan’ olarak anılıyor.”

“Affan halkı köklerinden koparılmasın”

TİP’li Atalay, mahalle sakinlerinin TOKİ konutlarına taşınma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, halkın ise yerinde ve adil bir dönüşüm istediğini ifade etti:

“Affan’ın sakinleri, köklerinden koparılıp şehir merkezinden onlarca kilometre uzaktaki TOKİ konutlarına sürgün edilme tehdidiyle karşı karşıya. ‘Burada doğduk, burada ölmek istiyoruz’ diyen Affan halkı, kendi evlerini kendi topraklarında yeniden inşa etme hakkını savunuyor.”

Atalay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı Murat Kurum’un “demografik yapı değişmeyecek, kimse endişelenmesin” açıklamasının da mahallelinin kaygılarını gidermediğini belirtti.

“Affan’ın sesi duyulmalı”

Atalay, çağrısını şu sözlerle tamamladı:

“Afet sonrası yeniden yapılanma politikaları, insanları köklerinden koparan değil; onları yaşadıkları yerlerde, kimlikleriyle, komşuluklarıyla yaşatmayı hedefleyen bir anlayışla yürütülmelidir.
Tarihî ve kültürel dokunun geleceği, rant projelerinin gölgesine terk edilemez.
Affan’ın hikâyesi, Hatay’ın kalbinde yüzyıllardır süren bir barışın hikâyesidir. Bu hikâyenin sonu beton duvarların arasında değil, taş avluların ve açık kapıların arasında yazılmalıdır.”

Muhabir: Haber Merkezi