Genç girişimci geliştirdiği diş çürükleri erken tanı kitiyle seri üretim hedefliyor Genç girişimci geliştirdiği diş çürükleri erken tanı kitiyle seri üretim hedefliyor

14 Mart Tıp Bayramı münasebeti ileü Dr. Sevdar Yılmaz,ü Hatay Tabip Odası adına açıklamalarda bulundu.

Günümüzün hekimlerinin 105 yıl önceki Meslektaşlarından çok faklı olmadıklarını söyleyen ve çekilen çileleri aktaran Yılmaz: “ 14 Mart 1827’de 2. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle İlk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağında Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de Modern Tıp Eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, ‘’Tıp Bayramı’’ olarak kutlanmaktadır. İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir. O gün, 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri, işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Günümüzün hekimleri de 105 yıl önceki meslektaşlarından çok farklı değiller. Örneğin 2020-2022 arasında covidle mücadele sırasında 162 meslektaşımız hastalarına şifa olmak isterken yaşamını yitirmişti. Depremde ise sadece Hatay’da 63 meslektaşımız hayatını kaybetmişken, Bunların beşinin cenazesine hala ulaşamamışken, Birçoğu da ailesini, evini-barkını, iş yerini kaybetmiş, kimisi hastalık, sakatlık, barınma, iş yerini kaybetme, mobbing, okul eksikliği, önlenemeyen hava kirliliği ve daha birçok haklı nedenden dolayı Hatay’dan ayrılmak zorunda kalmışken, Depremde 6 özel 6 da devlet hastanesi olmak üzere 12 hastane kullanılamaz hale gelmişken, Deprem öncesi hasta yatak sayısı 2400 ün üzerinde idi. Şu an 2 hastane inşa edilmesine ve Üniversite hastanesi çalışıyor olmasına rağmen hasta yatak sayımız daha yeni yeni 1200 lere varmışken, 63 aile sağlığı merkezi yıkıldığı halde yerine yenisi yapılamamışken, Birçok aile sağlığı merkezinde ebe-hemşire bulunamazken, Aşı sorunu çözülememişken, Sağlık Bakanlığı bu olağanüstü durumu olağan kurallarla yönetmeye çalışmaktadır. Sağlık bakanlığı bütün bu sorunları çözmek yerine hekimlere mobbinge varan denetimler yapılmakta, denetime gelen ekipler televizyonun, kameraların çalışıp çalışmadığını kontrol edip sınıf düşürmekte aile hekimlerini maddi zarara uğratmaktadır. Yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde hukuk dışı olağanüstü denetimler yapılmakta ve arkadaşlarımıza ceza yağdırmaktadır. Sağlık bakanlığı Hatay’ı terk etmeyip, deprem bölgesinde, olmayan mahallelerde, göç eden anne-bebek-çocuk ve aşılarından aile hekimlerini sorumlu tutuyor. Aşılardaki başarısızlığını aile hekimlerine çıkarmaya çalışıyor. Bütün bunlara rağmen Sağlık Bakanlığı Hatay’ı terk etmeyen hekimleri, ebe-hemşireleri cezalandırmaya devam ediyor.

Sağlık bakanlığından aldığımız en son hediye tıp haftasında oldu. Bu hafta yapılan maaşlarda yarı yarıya kesinti yapıldığını öğrendik. Özellikle yıkımın en fazla olduğu Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Hassa ilçelerimizde neredeyse tüm aile hekimlerinde ve ASM’de çalışan ebe-hemşire arkadaşlarımızda maaşların yarısı kesintiye uğramıştır. Ocakta yapılan yüzde 49’luk zamma rağmen bu ayki maaşlarımız Aralık maaşlarımızın bile altına düşmüştür. Acaba Sayın sağlık bakanı bizim buradan gitmemizi mi istiyor?ü Bütün bunların aile hekimlerinde infiale sebep olduğunu ve yarından itibaren deprem bölgesinde iş bırakmaya başlayacağını da bilmenizi isterim” dedi.

Bu yıl 14 Mart’a 14 Taleple Giriyoruz!

Bu yıl 14 Mart’a Hekimler olarak 14 taleple girdiklerini ifade eden Yılmaz, taleplerini şöyle sıraladı; TTB’nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, şiddetsiz, güvenli çalışma ortamları için önerileri kabul edilmelidir. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır, Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır, Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir, Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır, Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir, Tüm sağlık emekçilerine hakları olan, hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir, Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir, Vergide adalet istiyoruz! Vergi dilimi üst sınırı %15 olmalıdır, Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir, Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir, Sağlık ortamına dair düzenlemeler, TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır, Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır, Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır, Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir. Kenan Cengiz

Editör: Haber Merkezi