Değerli okurlarım! Terör, sözlüklerde “genellikle siyasî nedenlerle, halkın gözünü korkutmak ve halkı yıldırmak için dehşet ögesini kullanmak” olarak tanımlanıyor. Terör, canlara kıyarak, malı yakıp yıkarak korku salıyor, halkı yıldırıyor.
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 Pazar günü meydana gelen patlamada 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi de yaralandı. Yüreğimiz yanıyor! Yüreğimizi yakanların yürekleri yansın.
Temennimiz ülkemizin biran önce barış ve huzur ortamına kavuşmasıdır. Bu topraklarda kaybedilen her can bizim canımızdır.
Dünya âlem Türkiye’nin acısını paylaşıyor!
Terörü lanetliyor, İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Türk ulusunun başı sağ olsun!
Güvenlik görevlilerimizce yapılan operasyonda, olayı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam Albashir adlı kadın yakalandı. Olayla ilgili başlatılan çalışmalar çok yönlü olarak devam ediyor. Failin kimliği kadar alçaklığın adresi de önemli.
Ancak, neredeyse hiçbir zaman eylemi kimin yaptığından ya da yaptırdığından emin olamıyoruz. Ve daha korkuncu, bizi bunlardan koruması gerekenlerin bu işin neresinde olduğuna dair şüpheden asla kurtulamıyoruz!
Din, insan, vatan ve hiçbir değer tanımayan terörün kanlı eli elbet kırılacaktır. Yurdumuza korku salmaya çalışanlar elbet kısa zamanda cezasını bulacaktır. Ancak, cennet vaadiyle dünyayı cehenneme çevirenlere de lanet olsun!
Türkiye, gerek yakın coğrafyasındaki ve dünyadaki örneklerinden, gerek kendisinin yıllardır bizzat yaşadıklarından çok şey öğrendi.
Hala öğrenmeyenler de artık öğrenmeli: Terör hiçbir derdin devası olamaz!
Tam tersine, terör her kötülüğün azdırıcısı ve işbirlikçisidir.
Bu bağlamda Taksim’de patlatılan bomba, herhangi bir hak savaşımındaki acziyet ve cehaletin değil, düpedüz suçsuz insanlara ve tüm topluma duyulan nefretin ve ülkede barış, eşitlik, özgürlük istemeyen kanlı ve karanlık güçlere bilinçli hizmetin ürünüdür.
Çünkü kimden ve hangi gerekçeyle gelirse gelsin, sivil halka yönelik her saldırı demokrasiye, barışa ve o toplumda yaşayan insanların tümüne yapılan bir tecavüzdür.
Sivil halkı hedef alan terörün tek amacı kaos yaratmak, halkı korkutmak, kan dökerek toplumda kin ve husumeti körüklemek ve bundan beslenmektir. Sadece ve sadece halk düşmanlarına ve özgür yaşama kasteden diktatörlük özlemcilerine hizmet etmektir.
O nedenle, terör eylemlerini lanetlemek ve karşı çıkmak hepimizin öncelikli bir insanlık ve temel yurttaşlık görevidir.
Ancak, terörü kınamak yetmez!
Elindeki gücü halkı zapturapt altına almak için kullanan, işine geldiğinde şiddet ve teröre göz yuman, paramiliter çeteler desteğinde siyaset kotaran, kimi terör ve organize suç örgütlerine göz kırpan, hatta onlarla iş tutup medet uman, böylece halkın mal, can ve hak-hukuk-adalet güvenliğini hiçe sayan her söylem ve eyleme de hep birlikte karşı çıkmamız gerekir.
Aksi halde her terör saldırısında teröre lanet etmek ve ölenlere rahmet dilemek, eğer sıradan bir yüz kurtarma değilse, beyhude bir tutum olarak kalır.
Elbette terörden nefret etmek, lanetlemek insani ve doğal bir tepkidir. Ancak, toplumsal tepkimiz terörü ve onu yaratan ortamı yok etmek olmalıdır. Bu görev ise, öncelikle toplumun yönetimini üstlenenlere düşüyor!
News
