DOLAR 32,3319 0.14%
EURO 35,1921 -0.02%
ALTIN 2.241,09-0,10
BITCOIN 2095486-5,25%
Hatay

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Asi Gazetesi

Asi Gazetesi

18 Mart 2024 Pazartesi

 Bu sene hedefimiz ülkemize 377 milyar dolar döviz kazandırmak

 Bu sene hedefimiz ülkemize 377 milyar dolar döviz kazandırmak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bu yıl 267 milyar dolarlık mal, 110 milyar dolarlık hizmet ihracatıyla ülkeye 377 milyar dolar döviz kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.

 İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret eden Bakan Bolat, yönetim kuruluyla toplantı gerçekleştirdi.

Organize sanayi bölgelerinin, ülkenin sanayileşme atağında çok büyük önem taşıdığını belirten Bolat, kümelenme projeleriyle gelişen organize sanayi bölgesi yatırımlarının AK Parti döneminde çok büyük bir ilerleme sağladığını kaydetti.

Bolat, organize sanayi bölgesi sayısını 190 civarından 348’i Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında, 34’ü de Tarım ve Orman Bakanlığında olmak üzere 382’ye çıkardıklarını anlatarak buraların üretime, ihracata büyük katkı verdiğini dile getirdi.

İzmir’in yıllık yaklaşık 24 milyar dolar ihracat, 13 milyar dolar da ithalat yaptığına işaret eden Bolat, sanayinin gelişmesinde yerli üretim ve ihracat pazarlarının artışının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Bakan Bolat, bakanlık olarak ihracatın artması için çok sayıda faaliyet yaptıklarını anlatarak, şöyle konuştu:

“Geçen yılı rekor bir ihracat rakamıyla 256 milyar dolar mal ihracatı olarak kapamıştık. 100 milyar dolar hizmet ihracatı olarak kapamıştık. Bu sene inşallah hedefimiz 267 milyar dolar mal, 110 milyar dolar hizmet ihracatı şeklinde ülkemize 377 milyar dolar döviz kazandırmak. Bu noktada Ticaret Bakanlığı olarak gerek ihracat destek modüllerimiz gerekse Merkez Bankamızın kaynakları üzerinden ihracatçılarımıza reeskont kredileri, Eximbank’ın kredi ve sigorta sistemleri ve bakanlık olarak bütçemizden yaptığımız destek programlarıyla tüm ihracatçılarımıza yardımcı olmaya gayret ediyoruz.”

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace de ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sanayicilerin taleplerini aktardı.Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti İzmir İl Başkanlığını ziyaret etti

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, kırmızı et fiyatlarında artış olduğunu belirterek, “Kesime daha az hayvan gönderilince orada bir küçük sıkıntı oldu. Onun üzerinden ramazan, seçim, ücret artışları üst üste gelince o konuyu istismar etmeye çalıştılar ama 1 Nisan günü göreceksiniz bu istismar siyaseti bitecek. Hizmet, eser siyaseti başlayacak.” dedi.

Partisinin İzmir İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Bolat, AK Parti İl Yönetim Kurulu üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirdi.

Daha sonra teşkilat üyelerine hitap eden Bolat, Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ’ın enerji ve heyecanla, gece gündüz uğraşıp didindiğini, İzmir’e gerçek belediyeciliği getirmek üzere çalıştığını söyledi.

Bakan Bolat, AK Parti döneminde İzmir’e 455 milyar liralık kamu yatırımı yapıldığını anlatarak, “Bize oy vermediler, bizi seçmediler diye icraatlardan, hizmetlerden asla mahrum bırakılmadı İzmir. Türkiye’nin her tarafına ne yapılıyorsa İzmir’e de fazlasıyla yapıldı.” dedi.

İzmir’e yapılan yatırımları anlatan Bolat, şöyle konuştu:

“Onlar konuşur AK Parti yapar. Farkımız bu. Biz insanlar arasında ayrımcılık yapmadık. Kimseyi etnik, din, mezhep, gelir düzeyi olarak, rengi, cinsiyeti olarak asla ayırmadık. Buna Allah da şahit, herkes de şahit ama onlar Allah muhafaza iktidarı bir ele alsalar nasıl bir tek parti faşizmi gösterecekler. Bunu hep birlikte yaşadık, Gezi olaylarında da yaşadık. 10 sene önce burada Gezi olayları sırasında 2-3 hafta geçtiği halde sizler sokağa çıkamıyordunuz. Araçlarda taciz ediliyordunuz. Laf çarpılıyordu. AK Parti’nin Karşıyaka ilçe binasını kundaklamaya kalkmışlardı.””1 Nisan günü istismar siyaseti bitecek”

Bakan Bolat, hastanelerin, okulların yenilendiğini aktararak, gelir, refah ve satın alma gücünün en az 3 katına yükseltildiğini ifade etti.

Kişi başına milli gelirin 3 bin 608 dolardan 13 bin 110 dolara çıkarıldığını dile getiren Bolat, “238 milyar dolar olan milli gelir, 1 trilyon 118 milyar dolara çıkarıldı. Bir Türkiye ekonomisine 4,5 Türkiye ekonomisi daha eklenerek 5,5 Türkiye ekonomisi yapıldı. Daha iyisini de yapacağız. Canla başla çaba sarf ediyoruz.” diye konuştu.

Bolat, İzmir esnafına geçen sene çok düşük maliyetli 20 milyar lira finansman desteği verdiklerini kaydederek, “Bu sene ilk 2 ayda 1,4 milyar lira yine bu finansman desteğini sağladık. Çiftçilerimizin gelirlerinin enflasyonun üstünde olmasını sağladık. İşçilerimize, asgari ücrete, memurlarımıza, emeklilerimize hep enflasyonun oldukça üzerinde ücret artışları sağladık.” ifadelerini kullandı.

Hükümetin ve AK Parti belediyelerinin yaptıkları hizmetleri kendileri yapmış gibi anlatmaya çalışanlar olduğunu belirten Bolat, sözlerini şöyle tamamladı:

“Varsa yoksa sığındıkları market. İşte bir ürünün fiyatı zıpladı diye onu istismar etmeye çalışıyor ama bu seçimde soğan, patates istismarı yapabiliyorlar mı? Şeker, ayçiçek yağı, domates, salça, biber… Yapamıyorlar. Az bir şey kırmızı et fiyatlarında bir artış oldu. Kesime daha az hayvan gönderilince orada bir küçük sıkıntı oldu. Onun üzerinden, ramazan, seçim, ücret artışları üst üste gelince o konuyu istismar etmeye çalıştılar ama 1 Nisan günü göreceksiniz bu istismar siyaseti bitecek. Hizmet, eser siyaseti başlayacak.” AA

Devamını Oku

Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlık iradesinin somut bir tezahürüdür

Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlık iradesinin somut bir tezahürüdür
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlık iradesinin somut bir tezahürüdür ve tarih boyunca bu iradenin ne kadar güçlü bir şekilde tecelli ettiğini ortaya koymaktadır.” dedi.

Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümü dolayısıyla Sirkeci Tren Garı’nda düzenlenen “Allahaısmarladık Çanakkale Zaferi Sergisi”nin açılışında yaptığı konuşmada, asker sevkiyatının yapıldığı Sirkeci Garı’ndan Çanakkale Destanı’nı yeni nesillere hatırlatmak istediklerini söyledi.

Bu zaferin toplumsal, siyasal ve kültürel hafızanın vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu kaydeden Altun, “Çanakkale Zaferi’yle birlikte sadece ülkemizin tarihi değil, sadece bu coğrafya değil, dünya tarihi etkilenmiştir. Zira Çanakkale’de eğer biz zafer kazanmamış olsaydık dönemin emperyalist güçleri hızlı bir şekilde Birinci Dünya Savaşı’nı kendi lehlerinde sonuçlandıracaklar ve emperyalist bölüşümü hızlandıracaklardı. Çanakkale Zaferi, Çanakkale Zaferi’ndeki kahramanlar buna engel oldular.” diye konuştu.

Altun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Çanakkale’de savaşan bütün kahramanlara, şehitlere ve gazilere rahmet dileyerek, onların kahramanlıkları sayesinde bugün bu ülkede yaşadıklarını bildirdi.

Çanakkale Zaferi’nin bir yandan Milli Mücadele’deki ruhun, diğer yandan Cumhuriyet’in kurucu ruhunun öncüsü olduğuna dikkati çeken Altun, şöyle devam etti:

“Çanakkale Zaferi’ni anlamadan ne Milli Mücadele’yi ne de Cumhuriyetimizin kurucu iradesini anlayamayız ve esas itibariyle o günden bugüne verdiğimiz egemenlik ve bağımsızlık mücadelesini de anlayamayız. Biz bu çerçevede istedik ki bu önemli tarihsel olayın, bizim tarihimizin kurucu hadiselerinden biri olan Çanakkale Zaferi’nin anlaşılmasına katkıda bulunalım. O dönemde yaşananların, o dönemdeki gerçek insan hikayelerinin neler olduğunu yeni nesillere gösterelim. Çünkü gerçekten burada bu sergiyi gezdiğinizde göreceksiniz ki çok ciddi anlamda bir mücadele verilmiş, büyük kahramanlıklar sergilenmiş ve büyük kahramanlıklar sürecinde gerçekten çok zorlu bir zafer elde edilmiş.”

“1200 farklı parça burada sergileniyor”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, sergide Çanakkale Zaferi’nin tarihi önemi, savaşın ayrıntıları ve insani boyutunu görmenin mümkün olduğunu belirterek, “Sergimizde Çanakkale Savaşı’na dair çok ciddi bir obje arşiviyle karşılaşacaksınız. Bir taraftan burada medikal malzemeler, bir taraftan silahlar, bombalar, çeşitli mühimmatlar göreceksiniz. Yine 1200 farklı parça burada sergileniyor. Aynı şekilde gün yüzüne çıkmamış günlükler, mektuplar, yine burada sergileniyor.” ifadelerini kullandı.

“Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlık iradesinin somut bir tezahürüdür ve tarih boyunca bu iradenin ne kadar güçlü bir şekilde tecelli ettiğini ortaya koymaktadır.” diyen Altun, bu hadiseyi anlamanın boyunlarının borcu olduğunu dile getirdi.

Altun, geçmişin sadece uzakta tek başına varlık bulan hadiseler yığını olmadığını vurgulayarak, “Aynı zamanda bugünü kuran önemli hadiselerin olduğu bir coğrafyadır ve bu yönüyle baktığımızda biz bu tarihsel coğrafyayı bugüne taşımak ve bugünden geleceğe güçlü bir şekilde var olmak için oradaki hafızayı işlemek zorundayız ve biz buna gayret sarf ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Yazar Samipaşazade Sezai’nin “Çanakkale Zaferi bir taraftan hali kurtardı. Bir taraftan maziye azametini ve hamasetini iade etti. Bir taraftan da vatanı, vatanımızı ebedi vatan kıldı” şeklindeki sözlerini aktaran Altun, “Bu yönüyle de Samipaşazade Sezai, Çanakkale Savaşı’nı çok güçlü bir şekilde vurgular ve üç mucizeler muharebesi olarak ifadelendirir.” bilgisini paylaştı.

“Türkiye Yüzyılı mücadelesi budur ve Çanakkale Zaferi’ndeki ruhun devamı niteliğindedir”

Daha önceki çalışmalar ve bugün açılışını yaptıkları sergiyle birlikte Çanakkale Zaferi’nin sadece Türkiye’de değil bütün dünyada çok iyi anlaşılmasını istediklerinin altını çizen Altun, şunları söyledi:

“Çanakkale Zaferi’ne baktığımızda, bugün bu sergiyi gezdiğimizde şunu çok açık ve net bir şekilde görüyoruz ki bu coğrafyada olmak gerçekten çok güçlü bir şekilde varlık göstermeyi mecbur kılıyor. Türkiye’nin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürüttüğü mücadele de bu anlamda güçlü bir şekilde burada varlık gösterme mücadelesidir. Zira egemenliğimizin, bağımsızlığımızın teminatı güçlü bir şekilde bu coğrafyada varlık göstermekten geçmektedir. Tam bağımsız güçlü Türkiye mücadelesi, ‘Türkiye Yüzyılı’ mücadelesi budur ve Çanakkale Zaferi’ndeki ruhun devamı niteliğindedir.”

Altun, tam bağımsız güçlü Türkiye mücadelelerini güçlü bir şekilde sürdüreceklerine işaret ederek, “Bu yönüyle bizim burada savunma sanayi başta olmak üzere yaptığımız bütün yatırımlar da burada güçlü bir şekilde varlık göstermemizin esas itibariyle bir aracıdır. Zira bu sergiyi gezdiğimizde şunu çok açık ve net bir şekilde görüyoruz ki gerçekten kendi güçlü savunma sanayisi olan bir ülke gerçekten egemenlik anlamında çok güçlü bir yerde durabilir. Bu yönüyle de biz bu coğrafyanın kurucu aktörü olarak bu coğrafyada varlık göstermeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Açılışa, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de katıldı.

Sergi, 18 Nisan’a kadar gezilebilecek

Çanakkale Zaferi’nin insan hikayelerine, cephe gerisindeki bekleyişe, siperlerde yaşanan olağanüstü zorluklara odaklanan sergide, savaşın sessiz tanıkları olarak nitelendirilen döneme ait savaş aletleri, mayınlar, büyük top kurşunları ve çeşitli mühimmatlar, günlük yaşama dair materyaller, askerlerin kişisel eşyaları, yemek kapları, üniformalar, ayakkabılar, savaş dönemine ait yiyecek paketleri, savaşa katılan askerlere verilen madalyalar, nişanlar ve ödüller sergileniyor.

Tüm bunların yanı sıra Seyit Onbaşı’nın tek başına taşıdığı 220 kilogramlık topun aynı dönemden kalma bir ikizi sergilenirken “Bir ulusun mirasını taşımaya hazır mısın?” mottosuyla ziyaretçilere bunu yerinden kaldırabilme deneyiminin yaşatılması hedefleniyor.

Sergide, cepheye dair resmi belgeler, haritalar, planlar, Nusret Mayın Gemisi’nin dürbünü, siper periskopları, cephedeki askerlerin aileleriyle yazışmaları, asker günlükleri, tıbbi malzemeler, cephede kullanılan ilk yardım çantaları, yaralı askerlerin tedavisinde kullanılan cerrahi aletler gibi birçok eşya ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor.

Teğmen İbrahim Naci’nin orijinal el yazması günlüğü ve içerisindeki çeşitli anekdotlar da savaş kahramanlarının anılarını gün yüzüne çıkarıyor.

Savaşın her anlamda zorluklarını yansıtan, kişisel anlatımlar ve deneyimlerle ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkarmayı amaçlayan sergi, 18 Nisan’a kadar Sirkeci Tren Garı’nda ziyaretçilere açık olacak. AA

Devamını Oku

Hatay’da Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü kutlandı

Hatay’da Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü kutlandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antakya Şehitliği’nde yapılan törende Vali Mustafa Masatlı, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Mete ve Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, anıta çelenk bıraktı.

Masatlı, Çanakkale’de eşi benzeri olmayan bir destanın yaşandığını ifade ederek, “Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.” diye konuştu.

Konuşmanın ardından protokol üyeleri ve vatandaşlar şehitler için dua etti, mezarlara karanfil bıraktı.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen programda da tiyatro gösterisi yapıldı, müzik dinletisi sunuldu. AA

Devamını Oku

Uzmanlar, iklim değişikliği ve bilinçsiz ilaçlamaya bağlı arı ölümlerine dikkati çekti

Uzmanlar, iklim değişikliği ve bilinçsiz ilaçlamaya bağlı arı ölümlerine dikkati çekti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Küresel iklim değişikliğine ve bilinçsiz tarımsal ilaçlamalara bağlı arı ölümlerinin yaşandığını belirten uzmanlar, gün batımına doğru ilaçlama yapılması, bölgeye uyumlu arıların tercih edilmesi gibi çeşitli önerilerde bulunuyor.

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necati Muz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl yaşanan kuraklığın arılar ve arıcılar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Muz, kuraklığın uzun sürmesinin ve beklenenden az yağış düşmesinin bütün canlıları etkilediğini ifade etti.

Kuraklığın tarımsal üretimin yanı sıra arı yetiştiricilerini de olumsuz etkilediğini belirten Muz, “Arılar kışa girerken hazırlamak zorunda oldukları, yavrularını üretmek için gerekli poleni, çiçeklerin kuraklıktan dolayı açmaması ya da çiçeklenme zamanlarının değişmesi nedeniyle bulamadı. Arılar polen bulamadıkları zaman arı sütü üretemezler, yeni yavru yapamazlar.” dedi.

Sonbaharda yeterince polen bulamayan kolonilerde viral hastalık rastlanma oranının arttığını ve bu durumun arı kayıplarına neden olduğunu ifade eden Muz, kışa yorgun ve yaşlı arılarla giren kolonilerin ilkbaharda ölme olasılığının çok yüksek olduğunu belirtti.

Geçen yıl arıcıların bal veriminin beklenenden düşük olduğunu kaydeden Prof. Dr. Muz, ekonomik olarak beklenen performansın sağlanamadığını ve hastalıklarla mücadelede istenen sonuçların alınamadığını dile getirdi.

Varroa denilen parazitin arılara bazı virüsler bulaştırdığını ve bu virüslerin bal arısı hastalıklarına neden olduğunu belirten Muz, şunları kaydetti:

“Ekonomik olarak beklediklerini alamayan arıcılar hastalıklarla mücadelede de beklenen performansı gösteremedi. Bu nedenle varroa denilen parazit arılara bazı virüsler bulaştırdı. Bu virüsler bal arısı hastalıklarına neden olmaktadır. Trakya ayçiçeği balının üretildiği geniş bir alan sahip. Gezgin arıcılar nisan ayından itibaren bölgeye gelmeye başlıyor. Gezgin arıcıların Trakya’ya gelmesi tarımsal üretimin artması konusunda faydalı oluyor. Geçen yıllarda ilaçla kaplı bazı ayçiçeği tohumlarının ekiminin yasaklanması arı ölümlerini azaltmıştır. Trakya’da ayçiçeği ekimi yapılan bazı yerlerde beklenmedik arı ölümleri meydana geliyor, bundan dolayı gezgin arıcılar buralara daha temkinli yaklaşıyor, eskisi kadar gelmiyor. “Küresel iklim değişikliği ve bilinçsiz ilaçlama arıları tehdit ediyor

Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nuri Çalışkan da küresel iklim değişikliğinin arıları ciddi şekilde etkilediğine dikkati çekti.

Sonbaharın kurak geçmesi nedeniyle arıların yeterli besin bulamadığını ve kışa genç arılarla giremediklerini belirten Çalışkan, bu durumun arı ölümlerinde büyük artışa yol açtığını ifade ederek, “Maalesef bu sene arı ölümleri biraz fazla oldu. Kırklareli’nde arıcı arkadaşlardan aldığımız geri dönüşlere bakıldığında yüzde 50 civarında arı kaybı var. Bu çok ciddi bir rakam.” diye konuştu.

Kuraklık ve arı ölümlerinin arıcılık sektörünü olumsuz etkilediğini vurgulayan Çalışkan, arı yetiştiricilerini zor günlerin beklediğini kaydetti.

Arıcıların daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini dile getiren Çalışkan, “Bizim bölgemizde mesela Kırklareli arısı var. Bu arı hastalıklara dirençli, bal verimi yüksek. Mevsimsel şartlara göre bu bölgeye uyum sağlamıştır. En yüksek verime sahiptir. Tüm arıcılar kendi bölgesine uyum sağlamış arılarla çalışmalı. Arıcılarımızın bu konuda biraz daha bilinçli olması gerekiyor. Bölgemize uyumlu arılarla çalışırsak bu sıkıntıları bir nebze olsun aşarız diye düşünüyorum.” dedi

Kırklareli’nde sürdürülen arı ıslah çalışmaları dolayısıyla belirli bölgelere gezgin arıcı girişinin yasak olduğunu ifade eden Çalışkan, “Sadece Trakya’da değil, dünyada bu kuraklık olduğu için bütün gezgin arıcıları kötü günler bekliyor diye düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Arı ölümlerinin en büyük nedenlerinden birinin zirai ilaçlama olduğunu belirten Çalışkan, ilaçlamaların akşam saatlerinde yapılması gerektiğini vurgulayarak, herkesin bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiğini dile getirdi.

Geçen yıl zirai ilaçlamadan dolayı arı ölümlerinin yaşandığını hatırlatan Çalışkan, “Arı zehirlenince ona bağlı olarak koloni çöküşleri yaşanıyor. Verimi geçtik, arılar ölüyor. Bu arıcı için kötü bir durum.” dedi.Bilinçli ilaçlama hayati önem taşıyor

Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksekokulu Park ve Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tan ise Türkiye’de yaklaşık 8 milyon kovandan 100 bin tonun üzerinde bal elde edildiğine dikkati çekti.

Prof. Dr. Tan, arıların sadece bal üretmekle kalmayıp, doğadaki bitkilerin döllenmesini de sağladığını ancak küresel iklim değişikliğinin ve şiddetli yağışların bal üretimini olumsuz etkilediğini belirtti.

Arı ölümlerinin doğru ilaçlama yöntemleriyle önlenebileceğini belirten Tan, Trakya’da geniş alanlarda kanola yetiştirildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Toplu arı ölümlerinin en fazla görüldüğü yerlerden bir tanesi de kanola tarlalarıdır. Arılar kanolayı çok seviyor. Kanola çok iyi bir bal özü bitkisidir. Kanolaya tarımsal ilaçlama yapılırken bol miktarda ilaç kullanılıyor. Bu ilaçlama bilinçli bir şekilde yapılmazsa üreticilerimiz arı ölümlerine katkı vermiş oluyor. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Doğru ilaçların ve dozların kullanılması lazım. İlaçlamanın doğru zamanda yapılması gerekiyor. Sabah güneş doğar doğmaz arılar en yakın kanola tarlalarına hücum ediyorlar ve akşam gün batana kadar bu tarlalarda çok yoğun faaliyet gösteriyorlar. Aydınlık dönemde yapılan ilaçlama, kanola tarlalarındaki arıların tamamen ölmesine neden oluyor. Bu nedenle doğru ilaçlamayı akşam gün batınca yapmak gerekiyor.” AA

Devamını Oku

Gazze’de çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor

Gazze’de çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell, Gazze’de hayatını kaybeden çocukların sayısının çok yüksek olduğunu belirterek, “Gazze’de çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor.” dedi.

CBS televizyon kanalında yayınlanan “Face the Nation” programına konuk olan Russell, Gazze’deki durumun ciddiyetine dikkati çekti.

Gazze’de 13 binden fazla çocuğun hayatını kaybettiğini dile getiren Russell, binlerce çocuğun da yaralandığını, enkaz altında kaldığını veya ebeveynlerini kaybettiğini söyledi.

Russell, Gazze’de yaşamını yitiren çocukların sayısının çok fazla olduğuna işaret ederek, “Dünya genelindeki neredeyse hiçbir çatışmada çocuklar arasında bu oranda ölüme şahit olmadık. Bu, gerçekten şok edici.” ifadesini kullandı.

Gazze’de yaşananlar nedeniyle maruz kaldıkları stres, keder ve korkunun çocuklar üzerinde derin etki bırakacağını belirten Russell, Filistinli çocukların bu etkiyi hayatlarının geri kalanı boyunca hissedeceğini vurguladı.

Russell, Gazze’ye havadan indirilen ve deniz yoluyla gönderilen insani yardımların yetersiz olduğunun altını çizerek, yardımları kara yoluyla ulaştırmanın daha hızlı ve etkili olduğunu kaydetti.

Gazze’de insanların kıtlığın eşiğinde olduğuna ve korkunç acılar çektiğine işaret eden Russell, “Gazze’de çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor.” dedi.UNICEF: Gazze Şeridi’nin kuzeyinde çocuklardaki akut yetersiz beslenme bir ayda ikiye katlandı

UNICEF’in şubat ayında yardımcı kuruluşlarla ortaklaşa gerçekleştirdiği sağlık taramasında, Gazze’nin kuzeyinde 2 yaş altındaki her 3 çocuktan 1’inin akut yetersiz beslendiğinin ortaya çıktığı ifade edilmişti.

Gazze’nin kuzeyinde 2 yaş altında akut beslenme oranının ocak ayında yüzde 15,6 olduğu anımsatılan açıklamada, İsrail’in bölgeye gıda ulaşımını engellemesi sonucu bu rakamın kısa “sürede şaşırtıcı bir artışla iki katına” çıktığına dikkat çekilmişti.

Açıklamada, ayrıca İsrail ordusunun saldırılarının “geniş kapsamlı etkileri” ve yardım dağıtımına yönelik “süregelen kısıtlamalar” nedeniyle Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerinde de çocuklardaki yetersiz beslenme sorununun hızla yayılarak “yıkıcı ve benzeri görülmemiş” düzeylere ulaştığı vurgulanmıştı. AA

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.