Yaz sıcaklarının en sevilen meyvesi karpuz, Hatay sofralarında neredeyse her gün yerini alıyor. Ancak uzman görüşlerine göre, karpuzun bilinçsiz tüketimi sağlık açısından bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Su oranı yüksek olsa da glisemik indeksi de aynı oranda yüksek olan karpuz, kan şekeri dengesini hızla bozabilir.
Karpuzun yaklaşık %92’si sudan oluşur ve düşük kalorilidir. Aynı zamanda C vitamini, A vitamini, potasyum ve likopen gibi faydalı bileşenler açısından zengindir. Ancak bu sağlıklı görüntüsünün arkasında, yüksek şeker oranı nedeniyle özellikle diyabet, insülin direnci ve böbrek rahatsızlığı olan bireyler için önemli uyarılar barındırır.
Karpuzu Tek Başına Yemeyin
Karpuz tüketirken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, tek başına tüketilmemesidir. Karpuzun yanına mutlaka protein ya da sağlıklı yağ içeren besinler eklenmeli. Bu sayede kan şekerinin ani yükselmesi önlenebilir, tokluk süresi uzatılabilir.
Önerilen eşlikçiler arasında şunlar yer alıyor:
-
Az tuzlu beyaz peynir
-
Bir avuç çiğ badem, ceviz ya da fındık
-
Nane, roka gibi yeşillikler
-
Yoğurt veya kefirle hazırlanmış smoothieler
Her Gün Yemek Doğru mu?
Karpuzun her gün tüketilmesi önerilmiyor. Günlük 1-2 porsiyon (yaklaşık 300 gram) tüketim güvenli kabul ediliyor ancak bu miktar kişinin sağlık durumuna göre değişebilir. Özellikle kan şekeri dengesiz olan bireylerde günlük değil, haftalık planlamalarla tüketilmeli.
Böbrek Hastaları Dikkatli Olmalı
Karpuz, potasyum açısından zengin bir meyvedir. Bu nedenle böbrek fonksiyonları zayıflamış kişilerde potasyum fazlalığına (hiperkalemi) neden olabilir. Bu durum kalp ritmini bozacak kadar ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden bireysel sağlık durumuna göre diyet planlaması yapılmalıdır.
Fazlası Gaz, Şişkinlik ve Kilo Artışı Demek
Aşırı karpuz tüketimi sindirim sisteminde sorunlara neden olabilir. Çekirdekleri çiğ olarak tüketmek bazı bireylerde gaz ve şişkinliğe, meyvenin kendisi ise fazla tüketildiğinde ishal, karaciğer yağlanması ve kilo artışına yol açabilir.
