Nükleer Silah Gölgesi: İsrail Resmen Suskun, İran Resmen Sert
İsrail, nükleer silaha sahip olduğunu hâlâ resmi olarak kabul etmiyor ancak istihbarat raporları, Tel Aviv yönetiminin yıllardır bu kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor. İran ise nükleer çalışmalarının barışçıl olduğunu savunuyor, fakat uranyum zenginleştirme faaliyetleri ve nükleer tesislerine yönelik saldırılar, bölgede olası bir nükleer çatışma senaryosunu gündeme taşıdı.
Türkiye Ateş Çemberine Yaklaşıyor
İki ülke arasındaki doğrudan çatışmalar şimdilik hava saldırıları ve suikastlarla sınırlı kalsa da, İran destekli milis grupların Lübnan, Suriye ve Irak’ta konuşlu olması nedeniyle Türkiye, özellikle güney sınır hattında tehdit altında. Hatay başta olmak üzere, Kilis ve Gaziantep gibi şehirler bu grupların faaliyet alanlarına oldukça yakın.
Hatay’da Halk Endişeli, AFAD ve TSK Alarmda
Hatay’ın Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı ilçelerinde halk, sınır ötesinden gelecek olası füze saldırıları ya da sızmalar konusunda tedirgin. Güvenlik kaynaklarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır hattında gözetim uçuşlarını artırdı. AFAD ekiplerinin de olası bir acil durum planı için hazırlıklarını gözden geçirdiği öğrenildi.
Uzmanlar Uyarıyor: Radyasyon Riski Olmasa da Askerî Sürüklenme Var
Nükleer bir patlama olasılığı düşük görülse de, uzmanlar bölgedeki çatışmaların Türkiye’yi askeri ve siyasi olarak içine çekebileceğini belirtiyor. Türkiye'nin NATO üyeliği, İran’la diplomatik dengesi ve İsrail’le örtülü ilişkileri bu süreci daha karmaşık hale getiriyor.
Sonuç:
İsrail ile İran arasındaki savaş söylemi ve sınırlı saldırılar bile, Hatay gibi sınır illerini ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından doğrudan etkiliyor. Hataylılar, sadece sınırın öte tarafında değil, çok daha geniş bir savaş ihtimalinin gölgesinde yaşamaya çalışıyor.
