Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından yayımlanan düzenlemeyle birlikte, bu yaş grubundaki bireylere söz konusu ilaçların reçete edilmesi ve tıbbi rapor düzenlenmesi yasaklandı. Karar, aralarında Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB-UDEK) ve Türkiye Psikiyatri Derneği’nin (TPD) de bulunduğu sağlık örgütlerinin sert tepkisini çekti.
Gelişme:
TTB ve TPD, yayınladıkları ortak açıklamada söz konusu yasağın bilimsel temelden yoksun ve tıbbi etiğe aykırı olduğunu belirterek, kararın “kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını ciddi biçimde riske attığını” ifade etti. Açıklamada, “Tıp mesleği, bilimsel bilgi ve etik ilkelere dayanarak bireyin yüksek yararını gözetmekle yükümlüdür. Bilimsel olmayan bu sınırlamaların derhal geri çekilmesi gerekmektedir” denildi.
Karara göre, TİTCK’nın “Cinsiyet Hoşnutsuzluğu Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu” tarafından yapılan değerlendirme sonucunda hormon tedavilerinin ve ergenlik baskılayıcı ilaçların gençler üzerinde “geri dönüşsüz zararlar doğurduğu” ileri sürüldü. Ancak sağlık örgütleri bu iddiaya dayanak oluşturan bilimsel verilerin kamuoyuyla paylaşılmadığına dikkat çekti.
TTB ve TPD, hormon tedavilerinin uluslararası kılavuzlara uygun şekilde uzman klinik ekipler gözetiminde uygulandığını vurgularken, Dünya Transgender Sağlığı Profesyonelleri Birliği (WPATH) ve Endokrin Cemiyeti gibi kurumların da bu tedavilerin bireyin yüksek yararı doğrultusunda uygulanmasını önerdiğini hatırlattı.
Açıklamada ayrıca, “Ergenlik dönemi, bedensel ve psikososyal gelişim açısından kritik bir süreçtir. Bu dönemde sağlanan tıbbi destek, cinsiyet uyuşmazlığı yaşayan bireylerin ruhsal ve sosyal açıdan karşılaşabileceği pek çok sorunun önüne geçebilmektedir” ifadeleri yer aldı.
Sonuç:
Kararın yürürlüğe girmesiyle birlikte, hâlihazırda tedavi süreci devam eden birçok genç ve ailesi mağdur oldu. TTB ve TPD, alınan bu kararın herhangi bir bilimsel dayanağı olmadığını savunarak, “ideolojik ve politik kaygılarla alınmış” olduğunu ileri sürdü. Açıklamada, “Başka ülkelerde uygulamalara dair düzenlemeler yapılmış olabilir; ancak hiçbir demokratik hukuk devletinde bu tür tedaviler ansızın durdurulmamıştır” denildi.
TTB ve TPD, kamuoyuna yaptığı çağrıda kararın geri çekilmesini talep ederken, bu tür politik müdahalelerin bireylerin sağlık hizmetine erişim hakkını ihlal ettiğini belirtti.



