Çalışkan, akademisyenlerin yoksulluk sınırının altında maaş aldığını belirterek, yerinde kadro uygulamasının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Akademide ciddi bir kadro sorunu yaşandığını vurgulayan Çalışkan, “Bütün kurumlarda çalışanlar unvan aldıklarında kadro sorunu yaşamıyorsa, akademide de yaşamamalıdır” ifadelerini kullandı.
Doçentlik unvanı alıncaya kadar akademisyenlerin uzun yıllar geçici statüde çalıştırıldığını dile getiren Çalışkan, bir üniversitede yaklaşık yirmi yıl görev yapan personelin yeniden iş başvurusu yapmak zorunda kaldığını söyledi. Bu durumun akademisyenler üzerinde ciddi psikolojik baskı oluşturduğunu belirten Çalışkan, sistemin insanları yıprattığını ifade etti.
Üniversitelerde geçmişte yaşanan kadro planlaması sorunlarına da değinen Çalışkan, tayin hakkının bulunmaması nedeniyle kadroların kilitlendiğini, yeni akademisyen alımlarının yapılamadığını kaydetti. Bu durumun aile bütünlüğünü de olumsuz etkilediğini belirten Çalışkan, uzun yıllardır evli olan akademisyen çiftlerin farklı şehirlerde yaşamak zorunda kaldığını dile getirdi.
Akademisyenlerin de bu ülkenin evlatları olduğunu vurgulayan Çalışkan, akademik personel için tayin hakkının tanınması çağrısında bulundu.
