Yıldırım Kara, açıklamasında maden faaliyetlerine yönelik kamuoyundaki tepkilere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Madencilik faaliyetlerinin ülkemize ne karşılığında, hangi yararı sağladığı konusundaki tartışmalar, anlaşılan önümüzdeki günlerde yoğunlaşarak devam edecektir. Halihazırda faaliyet gösteren maden şirketlerinin ve işletilen maden sahalarının doğal varlıklarımıza verdiği zararı konuşurken, şimdi de ‘nadir toprak elementleri’ üzerinden madenlerimizin artan biçimde uluslararası tekellerin emrine sunulması ihtimalinden söz etmeye başladık.”

CHP’li Kara, partisinin bu konudaki tavrının ulusal çıkarları önceleyen, ekolojik dengeyi koruyan ve “vahşi madencilik” uygulamalarına son vermeyi hedefleyen bir politika olduğunu belirtti.

“Ormanlarda Madenciliğe Bedelsiz İzin”

Yıldırım Kara, 30 Ekim tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle 2022 tarihli Maden Yönetmeliği’nde önemli değişiklikler yapıldığını anımsatarak, değişikliklerin bazı maddelerinde çevresel risklerin arttığını ifade etti. Kara, yönetmeliğin 114. maddesinde yapılan değişikliklere dikkat çekerek, “Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi için gereken tesislere artık 24 ay süreyle bedelsiz izin verilecek. Orman Genel Müdürlüğü’nün uygun görmesi durumunda bu süre 12 ay daha uzatılabilecek. Daha önceki yönetmelikte bu tesisler için bedel ödenmesi gerekiyordu” dedi.
Ayrıca yönetmelik değişikliğine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ormanlık alanlardaki madencilik izinlerini gerçek veya tüzel kişilere devredebileceğini, Orman Genel Müdürlüğü’nün ise devir öncesi “kazı gerektirmeyen arama çalışmaları” yapabileceğini belirtti.

“Tarım Alanları ve Sit Bölgeleri Artık İzne Tabi Değil”

Kara, yönetmeliğin 105 ve 110. maddelerinde yapılan değişikliklerin maden şirketlerine geniş bir hareket alanı tanıdığını savunarak şu ifadeleri kullandı:

“Yönetmeliğin 105’inci maddesinden çıkarılan ifadeler dikkat çekici. Tarım toprakları, tabiat anıtları, koruma alanları, kent ormanları, nadir ekosistem alanları, tarihi yapılar ve sit alanları artık izne tabi alanlar arasında yer almayacak. Bu maddeler göz önüne alındığında, ‘Maden şirketleri için ısmarlama yönetmelik mi hazırlanmış?’ diye sormamak mümkün değil.”

Tapuda Dijital Dönem Başladı!
Tapuda Dijital Dönem Başladı!
İçeriği Görüntüle

“AKP Ormanları Gözden Çıkardı”

Yıldırım Kara, düzenlemenin ormanlık alanlarda madenciliğin önünü açtığını belirterek sert eleştirilerde bulundu:

“Ormanlarımızda madencilik faaliyeti yürütecek şirketlere yol açmaları, tesisler inşa etmeleri için bedelsiz biçimde üç yıla kadar uzatılabilecek izin tanımak, ‘Ben bu ormanları gözden çıkardım; altıyla üstüyle sizindir’ demekten başka bir anlama gelmiyor.”

Kara, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecine ilişkin değişikliğe de tepki göstererek, “Bakanlık iznini ÇED raporuna denk saymak, ÇED sürecinin etrafından dolanmak için hazırlanmış bir yasal kılıftır. ÇED başka, izin başka bir şeydir; ‘Biz izinleri ÇED’e göre hazırlarsak o ÇED olur’ demek yurttaşlarla alay etmektir” dedi.

“Vahşi Madenciliğe Teşvik”

CHP’li Kara, yapılan değişikliklerin madencilik şirketlerine kolaylık sağladığını ve ekolojik tahribatı artıracağını öne sürerek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu yönetmelik, göz boyama amacıyla hazırlanmış maddelerinin altında, vahşi madencilik için bir teşviktir. ÇED süreci işletilmeksizin maden açmanın nelere yol açtığını kendi şehrimizde gördük. Yapılan değişiklikler sonucunda bu yönetmelik, ülkemizin maden şirketleri tarafından talan edilmesini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.”

Muhabir: Haber Merkezi