O günden bugüne, bu tarih Hatay halkı için sadece bir yıl dönümü değil, aynı zamanda bir kimlik ve vatan sevgisinin sembolü olarak yaşatılıyor.
Diplomasinin Zaferi: Bir Toprağın Gönüllü Bütünleşmesi
1918’deki Mondros Mütarekesi sonrası Osmanlı topraklarından koparılan Hatay, önce Fransız işgaline ardından da Suriye Mandası’na bırakıldı. Ancak bölge halkı hiçbir zaman Türk kimliğinden vazgeçmedi. 1936’da Suriye bağımsızlık sürecine girerken, Hatay’daki Türkler Türkiye’ye katılma isteklerini açıkça ifade etti.
Mustafa Kemal Atatürk ise bu talepleri devlet politikası haline getirdi. “Hatay benim şahsi meselemdir” diyerek konuya verdiği önemi açıkça ortaya koyan Atatürk, sağlığının en zayıf dönemlerinde bile Hatay için diplomatik mücadeleyi sürdürdü.
Meclis Kararıyla Gelen Birlik
Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939’da oy birliğiyle Türkiye’ye katılma kararı aldı. TBMM bu kararı 7 Temmuz’da kabul etti. 23 Temmuz günü ise Fransız güçleri bölgeden çekildi ve Hatay resmen Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil edildi.
Kahramanlar ve Sessiz Destan

Bu süreçte sadece Atatürk değil, Hatay Devleti Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, Hatay Başbakanı Dr. Abdurrahman Melek gibi isimler de aktif rol oynadı. Siyasi liderlerin yanı sıra, Fransız yönetimi altında Türk kimliğini korumak için mücadele eden öğretmenler, din adamları, çiftçiler ve kadınlar bu sürecin isimsiz kahramanları olarak hafızalarda yer etti.
Halkın Sevgisiyle Perçinlenen Birliktelik
Hatay halkı, o yıllarda evlerinde Türk bayrağı saklamış, çocuklarına “Mustafa Kemal” adını vermiş ve gizlice İstiklal Marşı okumuştu. Bu bağlılık, 1939’da sadece diplomatik bir başarı değil, halkın gönülden verdiği bir karar olarak tarihe geçti.
Bugün Hatay’da Bayram Var
Hatay’da bugün gün boyu törenler düzenleniyor. Valilik öncülüğünde Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı, fener alayları ve halk konserleri planlandı. Sokaklar kırmızı beyaz bayraklarla süslendi. Devlet erkânı, yayımladıkları mesajlarda Hatay’ın anavatana katılışının barışçıl bir diplomasi zaferi olduğuna dikkat çekti.


