Çevreye ve halk sağlığına büyük zarar verdiği gerekçesiyle yıllardır kapatılması talep edilen taş ocağına karşı Çöğürlü halkı, Antakya Çevre Koruma Derneği (AÇKD) ve çevre gönüllüleriyle bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
“BU HUKUKSUZLUK KABUL EDİLEMEZ”
Çöğürlü Mahalle Muhtarı Kıymet Doğru, basın açıklamasında MAPEG’in kapatma kararına rağmen taş ocağının faaliyetlerine devam ettiğini vurgulayarak, yetkililere bir kez daha çağrıda bulundu. Mahalle halkının yıllardır çevre felaketine karşı mücadele verdiğini belirten Muhtar Doğru, devlet kurumlarını göreve davet ederek şunları söyledi:
"Çöğürlü Mahallesi’nde 25 yıldır faaliyet gösteren taş ocağı, felakete davetiye çıkarmaktadır. Olası bir çevre felaketinin önlenmesi için başta Samandağ Belediyesi olmak üzere yetkili tüm kurumları bu doğa ve hukuk katliamı karşısında görevlerini yapmaya davet ediyoruz."
Muhtar Doğru, Devlet Su İşleri (DSİ) 6. Bölge 63. Şube Müdürlüğü’nün 16 Ocak 2025 tarihli yazısına da atıfta bulunarak, taş ocağının Asi Nehri yatağına hafriyat dökmesi nedeniyle nehir rejiminin bozulduğunu, halkın can ve mal güvenliğinin tehlikeye atıldığını ifade etti.

Ayrıca, Samandağ Belediyesi’nin yaptığı incelemeler sonucunda işletmenin inşaat ruhsatı, yapı kullanım izni ve işletme ruhsatı olmadığının tespit edildiği vurgulandı. Ancak tüm bu tespitlere rağmen taş ocağının faaliyetlerine devam ettiği belirtildi.
YILLARDIR HUKUKSUZ FAALİYET SÜRÜYOR
Çukurova Üniversitesi’nin 12 Ekim 2022’de hazırladığı raporda, taş ocağı ve beton santralinin mevzuata aykırı şekilde faaliyet gösterdiği belirlenmişti. Ardından, 23 Temmuz 2024’te Hatay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından işletmeye standartlara uygun olmayan beton üretimi nedeniyle idari para cezası uygulanmıştı.
Buna rağmen, işletmenin faaliyetlerine devam ettiği gibi, köyün sınırlarını da aşarak Gözene Mahallesi’nin topraklarını hukuksuz bir şekilde işgal ettiği öne sürüldü.
Mahalle halkı adına konuşan Muhtar Kıymet Doğru, yetkililere çağrıda bulunarak şunları söyledi:
"Tüm hukuksuzluklara rağmen işletmenin hala faaliyet göstermesi, köylünün toprağını gasp etmesi ve yetkililerin bu konuda hiçbir adım atmaması kabul edilemez. Eğer somut adımlar atılmazsa, yasal ve toplumsal mücadelemizi daha da büyüteceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz."
“KAYBEDECEK BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZ YOK!”
Basın açıklamasında konuşan Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu ise taş ocağının çevreye verdiği zararın boyutlarına dikkat çekerek, yıllardır hukuksuz faaliyet sürdüren işletmenin doğaya ve insan sağlığına telafisi zor zararlar verdiğini belirtti.
"Bugün Çöğürlü Mahallesi’ndeyiz ama Hatay’ın her köşesi aynı tehlike ile karşı karşıya. Hassa’dan Samandağ’a, Yayladağı’ndan Antakya’ya kadar Hatay’ın dört bir yanı maden ocaklarına teslim edilmiş durumda. Çöğürlü Mahallesi’ndeki taş ocağı ve beton santrali, Asi Nehri’nin yatağını değiştirdi, suyu kirletti, ekosistemi yok etti. Nehirdeki yıkım denize kadar ulaşıyor."
Karasu, taş ocağı faaliyetleri nedeniyle mahalledeki tarım arazilerinin büyük zarar gördüğünü belirterek, özellikle zeytinliklerin ve erik bahçelerinin yok olma aşamasına geldiğini söyledi.
"Ağır tonajlı araçlar dar köy yollarında ilerlerken can güvenliğini tehlikeye atıyor. Gece boyunca yapılan çalışmalar halkın huzurunu kaçırıyor. Ayrıca taş ocağının bulunduğu alanda tarihi eserler ve mağaralar da var. Toz, gürültü ve doğa tahribatı sadece bugünü değil, yarınımızı da yok ediyor!"
Son olarak, Karasu mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, “Kaybedecek bir karış toprağımız yok artık. Yaşayacak başka dünyamız da yok” dedi.




