Hatay’ın Ekolojik Felaketi Göz Ardı Ediliyor

Ekoloji aktivisti ve çevre gönüllüsü Yıldırım Kara, Hatay’da özellikle deprem sonrasında hızla açılan taş ve maden ocaklarının yol açtığı ekolojik tahribata dikkat çekti. Kara, “Şehrimiz 114 kirletici tesisin ÇED’siz çalışmasıyla ölüme mahkûm ediliyor” diyerek, Hatay Valiliği’nin aldığı bir kararla çevre ve halk sağlığının ciddi biçimde tehlikeye atıldığını belirtti.

Hatay İl Nüfus Müdürlüğü Taşınıyor
Hatay İl Nüfus Müdürlüğü Taşınıyor
İçeriği Görüntüle

Kara, 3 Ağustos 2023 tarihinde Hatay Valiliği’nin aldığı 192 sayılı Mahalli Çevre Kurulu kararının kaldırılmasının ekolojik yıkımın kapısını araladığını söyledi. Bu kararın ardından 114 yeni tesisin, hiçbir Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yapılmadan faaliyete geçtiğini vurgulayan Kara, “Yurttaşın elini kolunu bağladınız, şirketlere ise sınırsız talan hakkı verdiniz” dedi.


“Anayasa’nın 56. Maddesi Yok Sayılıyor”

Kara, çevreyi koruma yükümlülüğünün sadece devlete değil, her bireye ait olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa’nın 56. maddesi açık: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Ancak Valilik bu kararla halkın bu hakkını yok saymış, ekolojik mücadeleyle kazanılmış değerleri çöpe atmıştır.”

Verilere göre, Hatay'da 2014’ten bu yana açılan 193 madencilik tesisinin 114’ü, 2023’teki bu karar sonrası faaliyete geçmiş durumda. Kara’ya göre bu durum, hem doğal dengeyi hem de halk sağlığını telafisi güç zararlarla karşı karşıya bırakıyor.


Denetimsizlik Tehlikeyi Derinleştiriyor

Şirket faaliyetlerinin denetim dışında kaldığını belirten Kara, Sarıseki Mahallesi'nde yaşanan son gelişmeleri örnek gösterdi. 13 Nisan’da mahalle sakinlerinin gerçekleştirdiği eylem sonrası, taş ocağı şirketinin yaptığı dinamit patlatmasının yedi mahallenin su iletim hattını kullanılmaz hale getirdiğini açıkladı.

Yapılan denetimlerde ise, işletmenin faaliyet belgesi ve patlatma sarf tutanağı gibi temel belgelerinin bulunmadığı ortaya çıktı. Kara, bu ihmaller zincirinin bir suç ortaklığı olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Bu işletmeye bu kadar yakın mesafede üretim izni verenler, sonrasında olanlara seyirci kalanlar suçun ortağıdır.”


Bozlu Mahallesi: Beyaz Toz, Karanlık Gelecek

Kara’nın verdiği bilgilere göre yalnızca Sarıseki değil, Yayladağı’na bağlı 952 nüfuslu Bozlu Mahallesi de taş ve maden ocaklarının tehdidi altında. Kara, mahalledeki durumu şu ifadelerle özetledi:

“Camı açmak mümkün değil, hayvanlar bile öksürüyor. Çocuklar boğaz iltihabıyla dolaşıyor. Her yer beyaz bir tozla kaplı. Su ise ocak çalışsın diye kesiliyor.”

Bu tabloya “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” olarak yaklaşan Kara, yurttaşların can ve mal güvenliğinin ciddi şekilde tehdit altında olduğunun altını çizdi.


“Artık Harekete Geçme Zamanı”

Yıldırım Kara, Hatay’daki çevre tahribatının her geçen gün geri dönülmez bir boyuta ulaştığını belirterek, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına ve yurttaşlara çağrıda bulundu:

“Hatay’daki şirket hoyratlığına karşı harekete geçmenin zamanı geldi de geçiyor. Bu bir çevre değil, bir yaşam meselesidir.”

Muhabir: Haber Merkezi