Öğünç, bölgenin benzersiz jeolojik yapısı, nesli tehlike altındaki canlı türleri ve yabani zeytin ağaçlarıyla sadece Hatay için değil, Türkiye için de paha biçilmez bir doğa hazinesi olduğunu belirtti.
“Burası sıradan bir coğrafya değil. Nadir türleriyle, özel zeytinlerinden elde edilen zeytinyağıyla, yer altı ve yer üstü su kaynaklarıyla eşsiz bir ekosistem. Aman ha aman... Sonra ah vah dememek, keşke dememek için Hassa Volkanik Bölgesi’ne gözümüz gibi sahip çıkmalıyız.” diyen Öğünç, bölgenin ekoturizm potansiyeline de dikkat çekti.
Ekoturizmin Yeni Adresi Olabilir
Hassa Volkanik Bölgesi’nin, doğru planlamalarla hem doğaya zarar vermeden hem de yerel ekonomiyi güçlendirecek şekilde ekoturizme kazandırılabileceğini söyleyen Abdullah Öğünç, bu alanın korunmasının Hatay’ın geleceği açısından da büyük önem taşıdığını ifade etti.
“Sonra Gözyaşı Dökmemek İçin Bugünden Önlem Alınmalı”
“Doğayı kaybettikten sonra geri getiremeyiz” diyen Öğünç, kamu kurumlarına, yerel yönetimlere ve bölge halkına şu çağrıda bulundu:
“Hassa Volkanik Bölgesi’ni koruma altına almak hepimizin görevi. Şimdi harekete geçmezsek, yarın pişman olacağımız bir tabloyla karşılaşabiliriz.”





