Türkiye, dijital çağın en organize sahtecilik operasyonuyla sarsıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş çaplı soruşturmada, sahte e-imzalar ve usulsüz erişimlerle kamu sistemlerine sızan bir şebeke çökertildi. Yüzlerce kişi, hiç okumadığı bölümlerden mezun gösterildi, not ortalamaları değiştirildi, akademik unvanlar hukuksuz şekilde elde edildi.
Soruşturma derinleştikçe skandalın coğrafi boyutu da ortaya çıktı. Sadece büyükşehirlerde değil, Hatay dahil olmak üzere Anadolu’nun pek çok ilinde sahte diplomalarla kamuda görev yapan kişilerin izine rastlandı. Emniyet kaynaklarına göre bazı şüphelilerin Hatay’daki üniversite sistemleriyle bağlantılı işlem geçmişleri inceleme altında.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, yüzlerce kişi sahte diplomalarla kamuda unvan elde etti, üniversite kayıtlarıyla oynandı, not ortalamaları değiştirildi.

Aralarında hukukçular, mühendisler, öğretmenler, eczacılar ve akademisyen adaylarının da bulunduğu çok sayıda kişi, sahte e-imzalarla devlet sistemlerine sızarak diploma ve sicil kayıtlarını usulsüzce düzenledi.
BİR DİPLOMA DEĞİL, DEVLET İTİBARI ÇALINDI
Soruşturma dosyasına göre şüpheliler yalnızca bireysel çıkar sağlamadı. Uzmanlara göre bu yapı; devlet kurumlarının dijital sistemlerini hedef alan bir "dijital istila teşebbüsü" olarak nitelendiriliyor. Kullanıcı doğrulama, e-imza üretim ve üniversiteler arası veri güvenliği protokollerindeki zafiyetler üzerinden sistemleri işgal eden bu şebeke, yüzlerce kişiye yasa dışı akademik statü sağladı.
İŞTE SAHTE MEZUNİYET VE E-İMZA SKANDALINDA ADI GEÇENLERDEN BAZILARI:
-
Abdullah Volkan Uçak: Psikoloji ve klinik psikoloji mezunu gibi gösterildi, iki farklı kişi adına sahte e-imza düzenledi.
-
Ahmet Ruşen Uçar: Yıldız Teknik Üniversitesi’nde not ortalamasını 1.29’dan 3.29’a yükseltti.
-
Buruç Özbey: AGNO’sunu 0.64’ten 2.55’e çıkardı, sahte e-imza kullandı.
-
Ali Yıldırım: BTK Başkan Yardımcısı adına sahte kimlikle e-imza çıkardı.
-
Doğukan Fırat Özyürek: Not ortalaması 0.83’ten 3.01’e çıkarıldı.
-
Mehmet Halil Ekici: Doçentlik başvurusu için sahte diploma düzenledi.
-
Zeynep Karacan: İki ayrı üniversitede sahte mezuniyet kaydı oluşturdu, not değişikliği yaptı.
-
Münir Gözübenli: Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu gibi gösterildi, e-imza ile kayıt yapıldı.
(Toplamda 100’e yakın kişi hakkında benzer usulsüzlükler tespit edildi.)
NASIL YAPTILAR?
Emniyetin siber takibiyle açığa çıkan yapı, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’ndaki teknik çerçevenin dışına çıkmadı. Ancak denetimsiz e-imza üretimi ve kimlik doğrulama sistemlerindeki açıklar kullanılarak, YÖK ve üniversite sistemlerine sızıldı.
Eylemler arasında şunlar yer aldı:
-
Mezuniyet kaydı olmayan kişileri mezun gibi göstermek
-
Not ortalamalarını yükseltmek
-
Sahte e-imzalarla devlet sistemlerinde işlem yapmak
-
Akademik başvurular ve kamu atamalarında bu belgeleri kullanmak
YARGI VE EMNİYET DERİNLEŞİYOR
Log kayıtları, IP-port eşleşmeleri, HTS kayıtları ve para transfer dekontlarıyla dijital sahteciliğin organize biçimde yapıldığı ispatlandı. Ankara Emniyeti Siber Suçlarla Mücadele Birimi ve Başsavcılık, olayın yalnızca bireysel sahtecilik değil; kamu sistemlerine sızma teşebbüsü olarak soruşturulması gerektiği kanaatinde.
YÖK Başkanı Erol Özvar da yaptığı açıklamada, sahte profesörlere yönelik çifte soruşturma başlatıldığını duyurdu.
NE OLACAK?
Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, kamu kurumlarındaki kadroların ne ölçüde bu yapıdan etkilendiği, meslek odalarının hangi üyeleri incelemeye aldığı ve üniversitelerin hangi bölümlerinin sistemsel zafiyet yaşadığı daha net ortaya konacak.
Gözler şimdi; bu sahte diplomalarla doktorluk, öğretmenlik, mühendislik yapan kişilerin tespitine ve bu unvanlarla alınan maaş, görev ve hakların nasıl geri alınacağına çevrildi.




