Türkiye'nin en büyük güvenlik sorunlarından birisi de maalesef ki son yıllarda azalan nüfus meselesi.
Öyle ki devletin en üst kademesinde bulunan cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 20 yıl önce en az 3 çocuk sloganıyla çıktığı yolda son yaptığı açıklamalarda Türk nüfusunun çok azaldığı insanların evlenmediğini ve çocuk yapmadığını akabinde profesör ve bilim adamları ve aydınların bu konuda sürekli Türk milletini uyarıcı ikaz yönündeki açıklamaları giderek derinleşen nüfus meselesini gündemde tutuyor.
"NÜFUS MESELESİNİ ÇÖZEMEDİĞİMİZ TAKDİRDE MAALESEF Kİ YOK OLURUZ"
Prof. Dr. Erhan Afyoncu'nun bu konu üzerindeki en keskin açıklaması bu yönde, haksız da değil gelen tüm veriler bunu gösteriyor maalesef.
Gerek hayat şartlarının zorluğu gerekse yeni nesilin yaşam tarzı çocuk yapmayan bu konuda duyarsız kalan bir nesil yetişiyor ne yazık ki.
Son yıllarda artan ekonomik kriz nedeniyle hayat şartlarının zorlanmasıyla çalışan kadınların sayısındaki artış dolayısıyla hem çalışıp hem çocuk bakamama sebebiyle çocuk yapmama isteği hasıl olurken, devletin bu konuda teşvik edici çalışmalar ve kararlar alınması ve bunu bir an önce hızlandırması elzemdir.
Devletin çalışan annelere 2 yıl ücretli izin vermesi, çocuk sayısındaki artışa daha çok prim verilmesi, yeni evlenecek olan çiftlere bazı yaş ve sınırlamaları kaldırarak geri ödemesiz yardımlarda bulunması, belediyelerin yeni evlenenlere Türkiye'nin her yerinde kına gelinlik düğün ve nikah için yardımlarda bulunması bu konudaki eksiklikleri gidereceği gibi nüfusunun artmasına da yol açacaktır.
Türkiye'nin nüfusu her ne kadar 85 milyon denilse de diğer gelişen ülkelere oranla çok gerideyiz Avrupa'ya bakmayınız Avrupa'da ekonomik düzey yüksek olduğu için kimse çocuk yapmıyor alt işlerde geri kalmış ülkelerdeki gariban insanları çalıştırıyorlar, bizim maalesef ki ekonomimiz de iyi değil o yüzden böyle bir imkanımız da yok daha çok çoğalmamız gerekiyor.
Gençlerimizin hiçbiri evlenmek istemiyor çünkü önünü göremiyor, gelecekten umutsuz, bir işim gücüm yok diyor bir de evleneceğim kişinin başını yakmayayım diyor, maalesef ki haklılar da, devletin gelen verilerinde boşanma davalarının çoğunda maddi imkansızlık ilk sırada yer alıyor.
DAHA GÜZEL YARINLARDA,
HERKESİN EŞİT ÜCRETLİ ÇALIŞTIĞI, MUTLU BİR YAŞAM SÜRECEĞİ AİLELER İLE ÇOĞALMASI DİLEĞİYLE.
ESEN KALIN...