Gün geçmiyor ki Asrın felaketinin yaşandığı 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne çok az bir zaman kala üzerinden 3 yıl geçmiş olmasına rağmen hala konteyner kentlerde hayat sürme mücadelesi veren depremzedeler sürekli boşaltılma korkusuyla yaşıyorlar maalesef.
Binlerce insana sürekli bir gecede çıktı-çıkacak korkusu yaşatılarak, canlarını evlerini kaybetmiş insanlara bu eziyete reva görenler basının olayı gündeme taşımasıyla bir nebze olsun geri adım atıyorlar ve hemen milletin gazını alıp şu an durduruldu deniliyor.

HATAYLI DEPREMZEDELER;
"15 YILDIR SURİYELİLERE BAKAN, KENDİ VATANDAŞINA BAKAMIYOR MU?"

Hatay'da depremzedeler, "yaklaşık 15 yıldır süren ve barış'la sona eren Suriye iç savaşından sonra halen ülkelerine dönmeyen mülteci, geçici misafir adına ne derseniz deyin milyonlarca insana yıllarca bakılan Türkiye'de kendi Türk vatandaşına sürekli tahliye kararı verip konteyner kentlerden çıkarmaya çalışmak neyin nesidir."

EVİ ÇIKAN, ANAHTARINI ALAN TABİİ Kİ ÇIKARILSIN,
BUNUN DENETİMİNİ VATANDAŞ MI YAPACAK?
SORUMLU AFAD YETKİLİLERİ UYUYOR MU?

Kendilerine herhangi bir kura çıkmamış, anahtarlarını almamış veyahut hiç hak sahibi değil, depremden önce kiracı olan ve depremde 1200-1300 TL'ye oturan kiracılar şu an 10.000-15.000 arası kiraları nasıl ödeyecekler bunları çözmeden insanları kışta kıyamette kapı dışarı etmek ne kadar etik ve ahlaki.
AFAD yetkilileri ve devletin tüm sorumlu birimlerine buradan sesleniyoruz, kardeşim siz de herkesin kimlik numarası, GPT'si mevcut konteyner kentlerde kalan herkesin Tapu kaydı hak sahipliği her türlü bilgileri mevcut kim anahtarını almışsa onu kolundan tutup dışarı tabii ki atmak haktır, ama evi çıkmamış anahtarını almamış adam çıkıp nereye gidecek sorarım size, size aynı muamele yapılsa siz ne dersiniz?

DENETLEME YETKİSİ AFAD'DA MI?, DEPREMZEDE DE Mİ?

AFAD yetkilileri aynı vatandaşın 3-4 ayrı noktada konteyner kentte konteynerı olduğunu, bazılarının günlerce konteynırına uğramadığı, bazılarını ise evleri anahtarlarını aldıkları halde burada oturmaya devam ettiklerini belirterek kendilerini haklı duruma çıkarmaya çalışıyorlar, konteyner kentte kalan vatandaşlar da soruyor, "kardeşim buraları kuran kim, denetleyen kim ben miyim sen misin böyle bir açıklama yapacağına denetimlerini sıklaştır, anahtarları alanları herkesin gözü önünde ifşa edip çıkart, yetki bende mi sende mi?

DAHA TEMEL ATILMAMIŞ, MAHKEMELİK OLAN YERLER VARKEN, BU İNSANLARI NASIL DIŞARI ATMAYA KALKARSANIZ?

Konteyner kentte kalan depremzeler, halihazırda daha Temel atılmamış, mahkemelik olan bazı yerlerde yıkılmamış binalar varken, ya burada oturan ev sahipleri daha yıkılmış evlerinin akıbetini bilemezken bunları çıkarmak hangi mezhepte hangi dinde var, hangi kanunda var.

EVET KONTEYNER KENTLER GEÇİCİ,
ÇÖZÜMLERDE GEÇİCİ DEĞİL, KALICI OLMALIDIR,
DEVLET VATANDAŞINI KÖTÜ GÜNLERDE YALNIZ BIRAKMAZ, ÇÖZÜM ÜRETİR.

Devletler milletlerine zor günlerinde sahip çıkmalıdır devlet olmanın özelliği budur, savaş deprem sel afet gibi olağanüstü durumlarda vatandaşın en basit barınma sorununa çözüm odaklı çalışmalıdır,
Konteynırdan çık diyen devlet vatandaşına yer göstermek zorundadır, eğer bunu bile yapamıyorsa burada bir sorun var demektir.

İYİ POLİS- KÖTÜ POLİS'İ
OYNAMAYA GEREK YOK,
ÇIK DİYE EKİBİ GÖNDEREN KİM?
SONRASINDA MİLLET AYAKLANINCA,
KALABİLİRSİNİZ DİYEN KİM?

Hemen hemen her hafta bir konteyner kentte tahliye kararı çıkıyor, vatandaşlar ayaklanınca basını çağırınca geri adım atan yetkililer tahliye kararı şu an durdu anahtar teslimine kadar kimse çıkmayacak diyorlar.
Depremzede vatandaşlar yetkililerin iyi polis kötü polisi oynadıklarını, hem tahliye ekibini önce gönderen AFAD yetkilileri daha sonra niye geri adım atıyor, insanlarla bu soğukta, kışta kıyamette dalga geçer gibi çözümsüzlükten başka bir şey yapmayanlara, bakan kurum geldiğinde bu olaylar iletiliyor her seferinde bir nebze olsun bakan açıklama yapınca olaylar yatıştırılıyor, bir sonraki kaosta tahliye kararı çıkana kadar bu iş böyle devam edip gidecek anlaşılan.

VATANDAŞIN, HAYATINI İDAME ETTİRMEK İÇİN GEREKEN GIDA VE BARINMA SORUNLARININ YAŞANMADIĞI GÜNLERİ GÖRMEK DİLEĞİYLE.

ESEN KALIN...