Son günlerde sosyal medya ve haberlerde arka arkaya çıkan gıda zehirlenmeleri haberleri maalesef dediğimiz gibi ancak birileri ölünce haber niteliği taşıyor ülkemizde.

İnsanlar memleketine geliyor ziyarete, gençlerimiz bir restoranda bir kafeteryada oturup bir yemek yiyip bir kahve içmek istiyor ama bir de ne görsün, yemeklerde kullanılan malzemeler bozuk tarihi geçmiş, kahveye çamaşır suyu katılıyor, sonrasında insanlar kendini ya hastanede ya da mezarlıkta kabirde buluyor ölü olarak ne kadar acı değil mi?

SAHİ İNSAN YEDİĞİNDEN İÇTİĞİNDEN ÖLÜR MÜ?
TÜRKİYE'DE ÖLÜYORMUŞ!!!

Dünyanın başka toplumlarında bu tür haberlere çok az rastlarsınız, çünkü o ülkelerde yani gelişmiş ülkelerde denetim yapılır gerekli prosedürlere uymayan yerler kapatılır ve hiçbir zaman için açılmaz, ancak sadece geri kalmış ülkelerde denetim yapılmayan yerlerde yani başıboş kalmış bir yerde bu işler yapılır ve insanlar çok basit bir şekilde ölür, bunun adı da gıda terörüdür yani insanlar yediği gıdadan ölür.

CEZALAR CAYDIRICI OLMAZSA, DAHA ÇOK İNSANIMIZ ÖLÜR

Eskiden belediyeler bir taraftan, tarım il müdürlüğü bir taraftan sürekli sokaklarda Gezer denetimler yapar, ama şimdiki gibi değil sıkı denetimler iş yerlerinin eksikliğine göre para cezası kapatma cezaları verirlerdi.

Şimdilerde öyle mi ya Bayram arefesinde, yada bir yerde bu tür zehirlenme vakaları olduğunda bakıyorsun zabıtalar denetim memurları orada bitiyor kardeşim sizin işiniz sürekli bunu yapmak sizin sadece tek yapmanız gereken bu denetim olmazsa insanlar istediği gibi gıdada oynama yapar ve sonuçları ölümle biter.

BU HABERLER TÜRK TURİZMİNE DE BÜYÜK DARBE VURUR

Gıda terörünün manevi yönünden maddi yönüne geçelim zaten insanlarımız ölmeye başladı, Bir de bunun ekonomik yönü var bu tür haberler dış basında geniş yer alırsa vay Türkiye'nin haline, zaten, Sırbistan, Bosna-Hersek İspanya, mısır Yunanistan gibi ülkeler bizim yerli ve yabancı turistlerimizi ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle oluşan fiyat atışlarından kaynaklı çalmışken, zehirlenme vakalarının atmasıyla birlikte yapılacak olan büyük reklam şirketlerinden kötü imaj vermesiyle ekonominin bacasız fabrikası olan turizm sektörü de dibe vurur.

İnsanımızın istediği yerde istediği yemeği yiyemediği içemediği bir ülke haline gelen Türkiye'de bu korkuyu bize yaşatanlar, tabii ki ülkemizdeki yönetim boşluğundan kaynaklı denetimsizliklerin meyvelerini yemektedirler.

İnsanların kendi ülkesinde rahatça dolaşamadığı, bir yerde oturup yiyip içemediği cadde ve sokaklarında cirit atan eli kanlı kendi ülkelerinde suç işleyip kaçan mültecilerden ne zaman biri bana sokakta saldırır korkusuyla yaşadığı bir ülkede hayat ne kadar güzel olabilir ki.

ESEN KALIN...