Hatay... Binlerce yıllık tarihiyle medeniyetlerin beşiği, çok kültürlü yapısıyla kardeşliğin sembolüydü hep. Ancak 6 Şubat 2023 sabahı, bu kadim şehir sadece binalarını değil, insanlarının iç dünyasını da yitirdi bir süreliğine. O günden sonra ne zaman sokaklarda sessizlik hakim olsa, aslında bir çığlık duyulur oldu: İçimize çöken bir sessiz çığlık.

Bir psikolog olarak, Hatay’daki danışanlarımla kurduğum her iletişimde, sadece bireysel değil, kollektif bir travmanın izlerini hissediyorum. Yaşanan felaket yalnızca fiziksel bir yıkım değil; aynı zamanda derin bir psikolojik enkaz bıraktı.

Travmanın Sessizliği
Deprem sonrası travma, görünmeyen ama en derin izleri bırakan yaradır. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kayıp yaşayan bireylerde sıkça gözlemlediğimiz travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Uyku bozuklukları, ani irkilmeler, sürekli tetikte olma hali ve suçluluk duygusu, Hataylıların birçok gününü şekillendiriyor.

Birçok danışanım, "Biz ayakta gibiyiz ama aslında hâlâ o sabaha takılı kaldık," diyor. Bu ifade, travmanın zamanla değil, güvenle ve destekle iyileşebileceğinin açık bir göstergesi.

Toplumsal Dayanışma ve Umut
Bununla birlikte, Hatay’da en çok gözlemlediğim şeylerden biri de toplumsal dayanışmanın gücü. Kimi zaman bir komşunun getirdiği çorba, kimi zaman bir çocuğun çizdiği umutlu bir resim, hayata tutunma sebebi olabiliyor. Bu küçük ama anlamlı dayanışmalar, iyileşmenin ilk adımlarıdır.

Psikolojik Destek ve Erişim Sorunları
Ne yazık ki birçok insan hâlâ psikolojik destek alma konusunda ya çekingen ya da olanaklardan yoksun. Hatay’da psikolojik destek hizmetlerinin artması, özellikle sahada çalışan uzmanların desteklenmesi ve kırsal bölgelere erişimin kolaylaştırılması şart.

Bu noktada yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve devletin koordineli çalışmaları, uzun vadeli iyileşme süreci için hayati önemdedir.

Sonuç Yerine: Yeniden İnşa Sadece Binalarla Olmaz
Unutmayalım ki şehirleri yalnızca binalar değil, içinde yaşayan insanların ruh sağlığı da ayakta tutar. Hatay’ın yeniden inşa süreci, ruhsal olarak da ayağa kalkmayı gerektiriyor. Her birey, her çocuk, her yaşlı bu iyileşmenin bir parçası olabilir.

Ve biz ruh sağlığı çalışanlarına düşen, sadece terapi odalarında değil, sokakta, okulda, mahallede “orada” olmaktır. Çünkü iyileşme bazen bir cümlede, bazen bir suskunlukta saklıdır.